Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, Türkiye'de yenilenebilir enerji konusunda yatırım ve düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirterek, "Sivil toplum örgütlerinin hassasiyetlerine biz de katılıyoruz."

 

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, Türkiye' de yenilenebilir enerji konusunda yatırım ve düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirterek, "Sivil toplum örgütlerinin hassasiyetlerine biz de katılıyoruz. Ama çevreyi tahrip etmeden, doğaya saygılı ve bilimsel temelli, raporlara dayalı bir işlem gerçekleştiriliyorsa bu, hepimizin arzusudur" dedi. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Korunan Alanlara İlişkin Mevzuat ve Uygulamalar" eğitimi için Antalya' ya gelen Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Avrupa ve Ortadoğu'nun en zengin doğal çeşitliğe sahip ülkesi olduğunu söyledi. 

Türkiye'de korunmaya değer nitelik taşıyan birçok alan olduğuna değinen İyimaya, kaynakların sürdürülebilir kullanımının sağlanması için gelecek nesillerin büyük önem taşıdığını ifade etti. 

İyimaya, Türkiye'nin doğası, kültürü ve biyolojik çeşitliliğiyle "tüm dünyanın hayran kaldığı bir coğrafya" olduğunu belirterek, bu zenginliklerin korunmasını amaçlayan yönetmelik ve yönergelerin yürürlüğe girdiğinin altını çizdi. 

Türkiye'de doğal hayatı korumak, türlerin yaşama alanlarını genişletmek ve hayat seviyelerini yükseltmenin temel görevleri olduğunu vurgulayan Osman İyimaya, "(Korumak sevmekle başlar) felsefesiyle çalışmalarımızı inanç ve azimle sürdürmekteyiz" dedi. 

-Doğal yaşam ve turizm- 

İyimaya, Türkiye'deki korunan alanların oranının her geçen yıl attığını vurguladı. Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların hizmetlerinin birleştirilmesi ve sınırların sayısallaştırılması çalışmalarının devam ettiğini anlatan Osman İyimaya, bu çalışmaların tamamlanmasıyla Türkiye topraklarının kaçta kaçının koruma altında olduğunun net şekilde söylenebileceğini ifade etti. 

Doğal alanların turizm, sanayi veya konut baskısı ile zarar görebildiğine dikkati çeken Osman İyimaya, "Turizm baskısı altındaki kıyılarımızın korunmadığını söylemek mümkün değil. Korunmakta. 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği, vatandaşları ciddi yaptırımlarla karşı karşıya bırakmaktadır" diye konuştu. 

Turizmde planlamanın önemini vurgulayan Osman İyimaya, plansız alanların kullanıma açılmasının düşünülemeyeceğine dikkati çekti. 

İyimaya, "Planlı olması durumunda turizmin doğaya hiçbir zararının olduğunu düşünmüyorum. Zaten kullanarak korumak, sevmekle başlar. Eğer sevmiyorsanız koruma şansınız yok. Bu nedenle korumayı ön planda tutuyoruz. Ancak insanoğlunun nimetlerden faydalanması kadar doğal bir şey de yok diyorum" diye konuştu. 

-Hidroelektrik santralleri- 

Osman İyimaya, bazı sivil toplum kuruluşları üyelerinin yürütülen hidroelektrik santral projelerinin doğaya zarar verdiğine ilişkin tepkilerinin hatırlatılması üzerine, Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmada eksiklik bulunduğunu söyledi. 

Türkiye'de rüzgar enerji santralleri ve hidroelektrik santrallerine ihtiyaç olduğunu kaydeden İyimaya, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Enerji Piyasası Kanunu'ndan gelen düzenlemelerle bunlara izinler verilmekte. Bilimsel temelli, raporlara dayalı iş ve işlemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemiz açısından önemli olduğunu söylüyoruz. Yenilenebilir enerji noktasındaki düzenlemeler, ülkemizin gerçekleriyle ilgili düzenlemelerdir. Bu yönde sivil toplum örgütlerinin hassasiyetlerine biz de katılıyoruz. Ama çevreyi tahrip etmeden, doğaya saygılı ve bilimsel temelli, raporlara dayalı bir işlem gerçekleştiriliyorsa bu, hepimizin arzusudur." 

 

Haber Linkihttps://www.haberler.com/tabiat-varliklarini-koruma-genel-muduru-iyimaya-4154069-haberi/